Batum
Çok fazla gezen insanların genelde ortak fikirleri her zaman şudur: “Hep daha uzağa” bulunduğunuz yerden ne kadar daha uzağa giderseniz gezmenin tadı da bir o kadar artıyor. Öncelikle yolculuğumuz benim için şöyle başladı: “Abi Batum nedir ya? Başka ülke mi, şehir mi kalmadı da buraya gidiyoruz?” diye insanları vazgeçirmeye çalışırken iyi ki arkadaşlarımın beni dinlememiş. Şu an bir kez daha gitmek için can attığım bir yer bu şehir.
Gürcistan vizesiz hatta pasaportsuz girişi sayesinde tatil için oldukça kolay ulaşımlı ve makul fiyatlı. Karadeniz’in doğal güzelliği karşısında gündüz sessiz, sakin deniz keyfi yaparken bir anda gece hayatı ile bambaşka bir yere dönüşüyor.
Batum Gezilecek Yerler
1-Piazza Meydanı
Sokakta yürürken bir anda girdap gibi sizi içine çeken bir meydan burası. İtalyan mimarisiyle 50 den fazla mekan barındıran meydanın ücretleri gayet uygun. Zaten Batum’da neresi uygun değil ki? Lari, TL’ye göre neredeyse denk. Biz çıkmadık ama 12 katlı bir kulesi var. Sonradan duyumlarımıza göre 13.’ncü kat kapalı tutuluyormuş.
2- Ali and Nino
Bana göre şehrin en güzel detayı. Hikayesinden önce en güzel yanı insanların o birleşimi sabırla beklemeleri (yaklaşık 15 dakika) buluşma anında ise insanların yüzündeki o gülümseme. 🙂 Azeri delikanlısı Ali ve Ermeni prensesi Nino’nun kavuşup kavuşup ayrılmasını simgeleyen bu hareketli heykel aşkın ve sabrın sembolü.
Hikayesi şuradan okunabilir Ali ve Nino’nun Hikayesi
3- Alfabe Kulesi
Alfabenin kulesi mi olurmuş ya demeyin. Gürcüce, 2500 yıllık alfabesi ile dünyanın en eski alfabelerinden biridir. Tepe kısmında 360 derece dönmektedir. İçinde gazino, restoran ve televizyon stüdyosu bulunur.
4- Ters Ev (White Restaurant)
Prag’ın dans eden evi varsa Batum’un da ters evi var. Merkeze biraz uzak sayılır sezonluk bir yer. Dışarıdan bakıldığında gayet güzel görünse de içine girmediğimiz için yemekler, fiyat ve ambiyans konusunda detay veremiyorum. Ama Batum ile ilgili fotoğrafları arattığınızda görülmesi gereken yerler arasında çıkacaktır. Batum sahili boyunca dümdüz yaklaşık 8 km yürüdüğünüzde buraya varacaksınız.
5- Medea Anıtı
Medea hakkında anlatılacak çok hikâye var. Yunan Mitolojisi’nin temel taşlarından olan Gürcü prensesi Medea (Medeia) meşhur altın postu babasından çalarak Yunan Iason’a veriyor ve büyük aşkı bu şekilde başlar. Artık devlete ve babasına ihanet etmiştir ve tek çaresi Iason ile Atina’ya gitmektir. Iason’a büyük aşkla bağlanan prenses, evlenir yuvasını kurar Iason’a da iki evlat verir. Ama o da nesi, Iason Medea’dan yaşça küçüktür ve alacağı postu almış hayatına genç bir kadınla devam etme kararına varmıştır.
Ülkesine, ailesine ihanet eden Medea’nın oyunu sonradan çıkmış intikam için önce Iason’un yeni gelinini zehirli taçla ortadan kaldırmış sonra da Iason’u ebediyen soysuz bırakmak için iki evladını kendi elleriyle öldürmüştür. Medea hem Yunan Mitolojisi’nde hem de Gürcistan tarihinde büyük yer edinmiş çeşit çeşit filmleri uyarlanmıştır.
En iyileri Lars Von Trier’in Danimarka depresyonundaki Medea’ası ve Maria Callas’ın oynadığı 1968 yapımı Medea’dır. Şehrin merkezindeki bu Medea Meydanı, gençlerin toplaşma yeri ve konser alanıdır. Çok sayıda kafe ve restoranın da olduğu bu meydan bizim de şansımıza güzel bir konsere ev sahipliği yaptı. –
Batum Konaklama
Batum da nerede kalınır ?
Fiyat uygunluğu açısından kalacağınız yeri en az 2-3 ay öncesinden almanızı öneririm.
Kalacağınız en uygun 10 oteli bu linkte bulabilirsiniz. En iyi Oteller
Batum Yemekleri
1 – Haçapuri
2- Hıngal (Gürcü Mantısı)
3- Harço Çorbası
4- Ponçiki
Batum Gece Hayatı
Şimdi ben burayı detaylı ve ince ince anlatmak istiyorum. Batum hemen hemen herkesin dediği gibi geceleri tam bir casino şehri. Zaten birçok kişinin de gelme amacı bu. Tiflis’e göre Türk turist ve iş adamı (müteahhit) hakimiyeti ve yerleşik Türk nüfusu çok çok fazla. Hangi mekâna, kafeye, otele, restorana, casinoya gitseniz herkes baya iyi Türkçe konuşuyor. Bu yüzden dil sıkıntısı çekmezsiniz. Biz de şansımıza Türk bölgesinde otel tutunca baya Şile’ye gelmiş gibi hissettik kendimizi.
Evet Casino diyorduk. Buraya kadar gelmişiz bir casinonuzu, iki slot machine’inizi alırız dedik ve yanımızda getirdiğimiz düzgün kıyafetlerimizi giyip şeklimizi düzelterek Sheriton’a doğru adeta bir Ocean Elevan edasıyla ilerledik. Hesaplarımıza göre kişi başı 10 dolarlık oynar, ağzımıza iki meyve, kuruyemiş atar bir iki kadeh de içer döneriz dedik.
Sheriton’un kapısına geldiğimizde bizim oraya ait olmadığımız her halimizden belliydi. Desk’teki görevliler (Türkçe konuşuyorlar) kaydımız olup olmadığını sordu. Bize kayıt açmak için 100 dolar istedi. Kendi aramızda “Ya 10 demiştik ama hadi 25 olsun dördümüz bölüşürüz.” diye fakir hayatlarımızda savrulurken kızlar “Yalnız kişi başı 100 dolar.” dediğinde görmeliydiniz Ocean Elevan’ı. Tüm havamızı Sheriton’un kapasında bırakarak oradan uzaklaştık. Pis fakirler!
BATUM CASİNO
Şansımızı tekrar deneyecektik. Bu gece Batum bizden sorulacak, zengin olacak belki de Türkiye’ye hiç dönmeyecektik. Başka bir casino’da (bu arada kumarhane yerine casino demek daha havalı oluyor.) şansımızı deneyecektik. Girişinde kocaman “Bayramınız kutlu olsun.” yazan casinoyu tercih ederek girdik.,
Tüm utangaçlığımızla “Şey pardon, giriş paralı mı acaba?” sorusundan sonra artık kendimize ait tüm bilgileri ve eşgallerimizi kapıda bırakarak içeriye girdik. Beleşmiş.
Yukarıya çıktığımızda yine fakirlik, yine fukaralık. Pavyona ya da pezevenklerin eline düşmüş gibi ürkekçe ortalarda gezindik. Mekân bizim! Ortam fındık tarlalarını satıp çoluğun çocuğun rızkını yemeğe gelmiş Karadenizli, Laz müteahhit dolu. Ortam buram buram Kazım Koyuncu şarkıları. Mekânın işletmecisi Türk, kurpiyer kızlarda Türkçe şahane.
Kayıt yaptırıp kartlarımızı aldıktan sonra kasadan 20’şer lari (yaklaşık 20 TL) kartlara yüklettik. Evet ne var, az parayla zengin olmak istemek hakkımız değil mi? 🙂 O andan itibaren bizimle kimse ilgilenmez, hiçbir servis elemanı yanımıza uğramaz oldu. Kameralar bile “Ulan bunlardan zarar gelmez.” diye yönünü başka yere çevirdi.
BATUM KUMARHANE FİYATLARI
“Şey pardon, bu kartı nereye yerleştiriyoruz, tuşlara nasıl basıyoruz, meyveler ne gelince kazanıyoruz?” gibi sorularla zaten rengimiz de şeklimiz de belli oldu. En düşük birimde bastıkça bastık tuşlara, aman tanrım o ne paralar. 25 Lari, 30 Lari. Yandaki abiler milyar, milyorları sanal meyvelere çılgınlar gibi savururken viskiler, purolar da o biçim ikram. Biz kuru kuruya.
Bir kadeh şarap içelim dedik ona da “Nolur nolmaz kitlemesinler.” diye elimiz uzanmadı. Hepimiz kazandığımız paralar yine yatırdığımız miktara (25’ten 20’ye gibi bir birimden bahsediyorum.) geri düşünce Las Vegas temalı filmlerden öğrendiğimiz “Her zaman kasa kazanır.” sözünü anımsadık. Makinelerden kartları nasıl çıkardığımızı bilemedik.
Karadeniz horonu temalı konser de başlayınca kasadan “Biz paramızı geri alabiliriz.” diyerek oradan çıktık. Casino maceramız toplamda 1 saatte son buldu. Ama o ne renkli bir dünya. İnsan kendini hipnotize olmuş gibi hissediyor. Ama şunu da belirteyim artık slot machine’ler bile yalan dolan olmuş. Kol çekme filan yok, enter tuşuna basar gibi bas babam bas.
Batum Ulaşım
En başında söylediğimiz gibi Gürcistan gerçekten çok ucuz bir şehir, Km olarakta çok büyük bir yer olmadığı için tüm gezimizi taksi ile yaptık diyebiliriz. Neredeyse bir ucundan diger ucuna 5 lari (yaklaşık 10 tl) gittik diyebiliriz.
Bir yanıt yazın