Hamburg:
HAMBURG GEZİLECEK YERLER
Avrupa’nın Rotterdam’dan sonraki en büyük ikinci liman şehri olan Hamburg, kanalları sayesinde Almanya’nın Venedik’i olarak da geçiyor. Gece hayatı, canlı sokaklarıyla Almanya’nın en büyük ikinci şehri. Berlin’den sonra… Bizim de kalbimizi kazandı tabii. Özellikle en iyi curry-wrust restoranı ve gece hayatıyla.
Hamburg’da yerel rehberlerimiz Hülya ve Jörg’dü. Üniversiteyi burada okumalarının verdiği deneyimle bize görmemiz gereken her yeri gezdirdiler. Biz de size onlardan öğrendiğimiz kadarıyla Hamburg’u anlatacağız.
Bremen üzerinden Hamburg’a trenle 1 – 1 buçuk saatte geçtik. Bremen ana istasyondan binip, Hamburg’un büyük merkez istasyonunda indik. Alacağınız tren bileti 24 saat boyunca Hamburg’daki tüm otobüs-tram ve vapurlarda geçiyor. 20 Euro gibi bir fiyattı tek kişi.
HAMBURG OTELLER
Motel One Altona
Yerimiz, Motel One Altona’daydı. Motel One’dan Hamburg’da birkaç tane var. Biz Altona bölgesinde olanda kaldık. Otel konforlu, temiz, şık ve merkeze metro ve otobüsle gidilecek mesafede. Gözünüzü korkutmasın uzak değil. Maksimum 10 dakika.
Evet, Hamburg’da 2 buçuk günümüz var. İlk gün şehrin en merkezi yerlerini gezerek geçti. Tabii Almanya’nın en iyi curry-wrust’cusuna ulaşarak. Hepsini tek tek anlatacağım merak etmeyin.
Ülkenin en kuzeyinde ve deniz kenarında olması sebebiyle yılın çoğunda yağmurlu oluyormuş. Şansımıza Hamburg yağmuruna otele vardığımız sırada yakalandık. Genel olarak şehir bizi oldukça güneşli karşıladı.
Turumuzun ilk durağı Hamburg yöresinin meşhur tatlısı Franzbrötchen’den yemek oldu. Tarçınlı, elmalı çörek olan Franzbrötchen sıcak yeniyor. Farklı çeşitleri de var tabii ama elma ve tarçın birbirine çok yakıştığı için bunu tercih ediyoruz. Biz Hauptbahnhof’taki bir büfeden alıp ısıttırdık.
HAMBURG NE YENİR
Gerçekten çok lezzetli. Hauptbahnhof iki katlı ama içinde çok fazla restoran, mağaza olan bir yer. İhtiyacınız olan ne varsa buradan alabilirsiniz. Rossmann mevcut. Valizlerinizi koyabileceğiniz kasalar ve hatta bir hosteli de var. Bir sonraki treniniz için dinlenmek istiyorsanız aklınızda olsun.
Mevsim olarak kışı ve yılbaşını tercih ettiğimiz için tüm sokaklar ışıl ışıldı. Karnımızı tatlıyla hafifçe doyurduktan sonra Christmass Markt ve Rathaus’a doğru yola devam ettik. Sokak yemekçilerinden sıcak şarap almakta sıra. Burada sıcak şarabın alkol oranı biraz daha arttırılmış. İçine ekstra likör gibi bir şey eklemişler. Yer fıstığı ve zencefilli kurabiye ile ikram ediyorlar.
Sıcak şaraplarımızı içtikten sonra şehir turumuz başlıyor. Hamburg’un Venedik ve Amsterdam’a göre daha fazla köprüye sahip olduğunu okudum bir yerde. Kimse tek tek saymamıştır herhalde ama ilginç bilgi, bir yerde kullanırsınız havalı olur.
Benim şu an yaptığım gibi.Kanallarda bulunan köprülerin üzerinde, yazın tiyatrolar ve gösteriler de yapılıyormuş. Küçük teknelerle bu gösterileri deniz üzerinden izleyebiliyorsunuz.
Rathaus, Almanya’nın çoğu yerinde olduğu gibi ihtişamlı ve tam bir sanat harikası. Sokakların her biri bir kanala, kanallar köprüye, köprüler denize ulaşıyor.
HAMBURG KANALLAR
Rathaus’un bulunduğu semt şık ve pahalı dükkanları, alışveriş merkezleri ve canlı sokaklarıyla Nişantaşı’nı andırıyor. Tabii ki çok daha güzeli ve bol kanallısı. Bizde bir yeri başka bir yere benzetmek adetten olduğu için Nişantaşı’nı seçtim.
Alsterfontane, küçük bir havza ya da gölet gibi. Etrafı boyunca sokak yemekçileriyle donatılmış. Hülya’nın dediğine göre bu gölet, kışın yaklaşık 25 cm’lik donmaya başladığında bu sokak yemekçileri stantlarını buzun üzerine açıyorlarmış. İnsanlar her gün heyecanla buzun kalınlığını ölçtürüp üzerinde yürümenin hevesiyle buraya geliyormuş.
Sokakları, kanalları, gece kulüpleri, genç ve dinamik yaşam tarzı ile Hamburg, “Ben burada yaşarım!” diyebileceğiniz bir yer. Tam bir öğrenci kenti diyebiliriz. Fatih Akın’ın da doğduğu ve Soul Kitchen filmini çektiği şehir burası aynı zamanda. Şehir, Berlin’den sonra Almanya’da en sevdiklerimden.
Gelelim curry-wrust’a. Edel Curry, %100 dana etinden çok lezzetli sosisleri ve yine çok lezzetli patates kızartmasıyla gideceğiniz ilk adres. Az çok curry-wrust yemişliğim var çok şükür, kıyas yapabilecek kadar en azından. Ve cidden bu yediklerimin arasında en iyisi.
İlk günün etkinliklerinden biri de şehir vapuruna binerek limanın içinde gezmek. Vapur, İstanbul’dan alışkın olduğumuz bir ulaşım aracı ama böyle gezmek için kullanılınca ayrı zevkli oluyor. Siz de deneyebilirsiniz. Özellikle sıcak bir yaz günü tercih ederseniz üst katında oturup püfür püfür gezerek keyif alabilirsiniz.
İlk gün yolun verdiği yorgunlukla da erken bitirip ikinci gün gece hayatına hazır uyanmak için kendimizi tazeliyoruz.
HAMBURG KİLİSELER
Aziz Nikola Kilisesi
Hamburg’da ikinci gün çok güzel bir açık büfe kahvaltıyla başlıyor. Cafe May’de kahvaltı yapmak için önceden rezervasyon yaptırmayı unutmayın.
Ve başlıyoruz şehrin geri kalanını arşınlamaya. Aziz Nikola Kilisesi, savaş zamanında ön cephesi tamamen yıkılan ama savaşın yıkıcı etkilerini halka her zaman hatırlatmak için özellikle restore edilmeyen bir kilise.
St. Katharinen Kilisesi,
St. Katharinen Kilisesi, kulesine çıkılarak şehre panoramik bakabileceğiniz ve bol bol fotoğraf çekebileceğiniz bir kule. Hem merdivenle hem de asansörle çıkışı var. Asansörle çıkıp, merdivenle inerseniz kilisenin her katının farklı bir organizasyon için kullanıldığını görebilirsiniz. Doğum günü partileri, küçük kutlamalar ve çocuk atölyeleri için tercih ediliyor.
St. Pauli Elbtunnel
St. Pauli Elbtunnel’den girip Alter Elbtunnel’den denizin altından karşıya geçerek Hamburg’u karşıdan izleyebilirsiniz. Bu tünel 1911’de yapılan ilk yer altı kanallarından. Kimsenin gücüne gitmesin ama bizim Avrasya’nın dedesi. İçinden araç da geçen tünelden yürüyerek şehrin karşısına gidebilirsiniz.
Elbphilharmonie -kısaca Elphi – Elbe Nehri yarımadası üzerine inşa edilmiş dünyanın en büyük ve akustik olarak en iyi konser salonlarından biri. 1963 yılında tamamlanan bir tuğla deponun üzerine inşa edilen Hamburg’un içinde yaşanılan en büyük binası.
Hava yavaş yavaş kararmaya başladığında önce karnımızı doyurup sonra da ufak ufak geceye ruhsal olarak hazırlanma zamanı geliyor.
Hamburg’un Kreuzberg’e ve dolayısıyla Kadıköy Barlar Sokağı’na da benzeyen semti Sternschanze’de soluğu alıyor ve ikinci curry-wrust durağımız olan Schmitt Foxy Food’a varıyoruz. Ayakta hızlıca atıştıracağınız küçük bir mekân. Bu semt, Türk restoranlarıyla da oldukça Kreuzberg’e benziyor. Yine bizim Kadıköy – Barlar Sokağı tadında bir yer. Biz çok sevdik.
Dükkanın hemen çaprazında yani Schulterblatt Sokağı’nda Rote Flora yani işgal edilmiş bir kültür merkezi bulunuyor. Buranın bahçesi de yaz günlerinde takılmak için güzel bir yer. Susannenstraße; sokak boyunca kafeler, barlar, takı ve kıyafetler bakabileceğiniz alternatif mekanlarla dolu.
Buradaki ikinci durağımız Gold Fish Glass. Klasik Hamburg biraları olan Alster ve Astra biralarını içmek için Gold Fish Glas Bar’a gelebilir, şansınız varsa cam kenarında geniş minderli bir masaya geçerek sokak hayatını da bir yandan izleyebilirsiniz.
Bu gece otele erken gitmek yok! Sıra tam bir Hamburg mekânı olan Südostasien Bok’a gitmekte. Burada dilerseniz geleneksel Hamburg yemeklerini yiyebilirsiniz. Bu mekan genel olarak ailelerin çoluk çocuklarıyla geldiği içkili bir akşam yemeği restoranı.
The Beatles
Bitti mi sandınız? Hayır, Hamburg’da gece yeni başlıyor. Şimdi sıra metroya binip gece hayatının olduğu yere, Hamburg Reeperbahn’a gitmekte. Burası meşhur The Beatles enstalasyonunun olduğu Beatles Platz. Burası The Beatles grubunun kariyerinin başladığı yer.
Hamburg Gece Hayatına Hoş Geldiniz!
Reeperbahn bölgesine aynı zamanda halk arasında Kietz deniyor. Hamburg’un Red Light’ında erotik shoplara göz atarak karşılaşacağınız objeler karşısında “yok artık Lebron James” diyebilir, Große Freiheit Sokağı’ndaki striptiz kulüplerde “fiziksel incelemeler” yapabilir, gece kulüplerinde coşabilirsiniz. Bu arada Große Freiheit, Almanca “büyük özgürlük” demekmiş. Bu sokak, boydan boya kulüplerle dolu.
Hans- Albers Platz’da canlı müzik yapan barlarda çok eğlenebilir ya da sadece yetişkin erkeklerin girebildiği Herbertstrasse Sokağı’na girerek güzel ablaların heyecanına ortak olarak başınıza iş alabilirsiniz. 🙂 Aklınızda olsun, buraya kadın girdiğinde tepesindeki evlerden başına su dökülüyor. Kızlar bu da size küçük bir bilgi: Bu bölgede sevgilinizin, eşinizin yanında sırım gibi ve güzel ablalar gelebilir. Siz kolundan çıkmayın, elini bırakmayın. Özetle adamı boş bırakmayın, koala gibi yapışın. Bir aralıkta yanınızdan kaybolmasın.
HAMBURG LİMANLAR
Biz efendi gibi Molly Malone’ye gidip, geceyi canlı müzik dinleyecek geçirdik. Sahne önünü kaparak buranın yerel rock gruplarından biriyle oldukça eğlendik.
Möwe Sturzflug, tarzıyla dikkat çeken salaş ve eğlenceli bir mekân. Molly Malone’den sonra burada birer bira içebilirsiniz.
Bu kadar gezmek, içmek karnınızı acıktırdıysa sizi Deniz Pide’ye davet edelim. O kadar biranın üzerine çok iyi giden sucuklu ve kaşarlı pideleri var. Hamburg’a gelmişim, pide mi yiyeceğim demeyin. Yiyin. Bir paralel sokakta Talstraße’de bulunuyor.
Bir yanıt yazın