Drama:
Γιεα σας Δραμα, Ελλαδα!
DRAMA NEREDEDİR
Drama: Yine, yeniden İpsala’da, Meriç’in ötesindeyiz. En sevdiğim, mutlu olduğum topraklar. Yılbaşından önce son çıkış diyerek yola çıktığımız Kavala’dan yaklaşık 1 saat uzaklıktaki Yunanistan şehri Drama’dayız. Sonuçta yeni yıla nerede girersek orada geçer belki de. Tamam henüz girmiş değiliz ama Yunanistan’a daha çok gideceğimiz belli.
Drama’ya geliş nedenimiz Dreamland Noel Köyü! Kavala yaklaşık bir günde bittiğine göre şimdi bu Noel köyünü ziyaret edebiliriz diye düşündük. Gördüğümüz herkese büyük bir heyecanla “Drama’ya nasıl gideriz?” diye sorduğumuzda, merkezde bulunan otobüs duraklarını söylediler. 3.80 Euro’ya şehir değiştirmek çok kolay.
“Drama çok kalabalık olur, çok da uzak 1 saat sürer.” diyen İskeçeli fırıncıya kibarca gülümseyerek yola çıktık. İstanbul’da yaşayan biri için 1 saatte şehir değiştirmek sadece gülümseten bir şaka.
DRAMA GEZİLECEK YERLER
Dreamland Noel Köyü
Dreamland Noel Köyü’ne vardığımızda hiçbir zaman Taksim kalabalığıyla karşılaşmayacağımızı biliyorduk. Ama yine de “Bakalım kalabalık anlayışları neymiş?” diye içimizden geçirmedik değil. Biraz da sırf bu duyguya inat mı gittik nedir?
Yol boyunca içimden geçen “Drama köprüsü Hasan, dardır geçilmez bre Hasan.” türküsü büyüdü de büyüdü. Adeta bir yumak oldu içimizde. Durmak bilmiyor. Biri başlasa büyük bir coşkuyla bağıra bağıra devam edeceğiz.
O derece! Sanki Drama’ya ineceğim an herkes bu türküyü söyleyecek. Aklımı yemek üzereyken neyse ki otobüs son durağa geldi.
Dreamland Noel Köyü!
Tamam, gülmek dalga geçmek istemem. Kendince bir neşesi, eğlencesi de var. Ama bizim Gezi Parkı’ndan bile küçük bir alan. Süsler, stantlar, Noel babalar… Bu kadar. Aslına bakarsanız samimi bir ortam. Fazlasına ihtiyaç duyulmamış. Akşam ışıklar yandığında eminiz ki daha da eğlenceli olacaktır. Ama bizde vakit o kadar uzun değil.
Parkın ortasına kurulan sahnede halk dansları oynanıyordu. Bir ara “Türkçe’ye de ne çok benziyor” derken şarkının Konyalım Yürü’nün olduğunu fark ettik.
Kardeş topraklar, kardeş kültürler… Türk nüfusunun oldukça fazla olduğu bu yerde duyduğumuz şey gerçekten de Konya Kaşık Havası’ydı. Tabii Rum aksanıyla… “Konyalim yörii” Türkiye’den kaç kilometre ötede kendi dilimizden bir şeyler duymak ne olursa olsun insanı heyecanlandırıyor.
Ve dünya küçük…
Size daha önce nereye giderseniz gidin, nasılsa dilimizi bilmiyorlardır diyerek birinin hakkında atıp tutmayın demiştim. Bilmiyorum belki de dememişimdir. Aslında kendime dedim ve sözümü tutamadım. “Ooo papaz efendi de buradaymış, haydi günah çıkaralım.” ya da “Papazı bulduk.” gibi kısık sesli şakalar yaparken az daha “Papaz oluyorduk.” Din görevlisi birden yanımızda durup “Aaa siz bizim oralardansınız. Bizdensiniz.
Ne işiniz var burada?” demesiyle kendimizi kısa bir sohbetten sonra kendisiyle fotoğraf çektirirken bulduk. Heybeliada’daki Aya Yorgi’de görev alan papaz bize karşı oldukça içtendi. Birbirimizin yeni yılını kutlayarak “İstanbul’da görüşürüz.” deyip oradan ayrıldık.
Eda İVGEN TABAN
Bir yanıt yazın