Bologna
Milano ’da geçirdiğim birkaç saatten sonra haziran sıcağına rağmen koştur koştur bindiğim Bologna treninde bambaşka duygular içindeydim. Lise arkadaşım Özge ile 11 seneden sonra İtalya’da görüşecek olmamızın yanı sıra Bologna’da görmek istediğim, haritama itinayla işaretlediğim yerleri gezme heyecanıyla doluydum. O yerlerin çoğuna gidemedim o başka bir konu tabii.
BOLOGNA GEZİLECEK YERLER
Yaklaşık 3 saat süren ve son derece rahat geçen tren yolculuğundan sonra Bologna tren istasyonundan yola koyularak Özge’nin şahane yol tarifi sayesinde elimle koymuş gibi kalacağım hosteli buldum. Merak eden olursa hostelin adı Il Nosadillo. Hostele, Bologna tren istasyonundan belediye otobüsüyle 10 dakikada gidilebiliyor. Gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. 2 gece kaldığım hostelde kahvaltı dahil, 7 kişilik odaya gecelik 26 euro ödedim. Ama bir karışıklıktan dolayı 7 kişilik oda parası ödememe rağmen misler gibi 5 kişilik odada kaldım. O da benim şansım. 🙂
Kızıl şehir olarak bilinen Bologna bir üniversite şehri. Hem de Avrupa’nın en eski üniversitesinden bahsediyoruz. Bu yüzden de şehrin genç nüfus oranı hayli yüksek. Buna paralel olarak da hemen hemen günün her saati bir etkinlik yakalamak mümkün. Benim gittiğim akşam bir sokak konseri vardı. Yorgunluktan bayılmamak için çaba sarf ettiğimden şöyle bir; “Ne varmış burada,” diye bakıp tertemiz bir uyku çekmenin hayaliyle koşar adımlarla hostele geri döndüm.
Ertesi sabah taktım Özge’yi koluma attım kendimi Bologna sokaklarına. Tabii ilk gözüme çarpan şehrin geleneksel simgesi olan iki eğri kule ya da daha havalı ismiyle Le due torri oldu. Eğer o gökyüzüne uzanan bitmez tükenmez merdivenleri çıkmayı göze alıyorsanız 3 euro verip kulelere çıkabiliyor ve “Sana tepeden baktım aziz Bologna,” diyebiliyorsunuz.
BOLOGNA MİMARİSİ
Bologna’da bir dizi kilise mevcut. Say say bitmez ama benim özellikle gidip gördüklerim Basilica di San Petronio, Basilica di Santo Stefano, Basilica of San Francesco ve Cattedrale Matropolitana di San Pietro oldu.
Bunlar dışında Palazzo d’Accursio o Comunale – ki bu belediye sarayı oluyor, Palazzo dei Banchi ve daha ismini bilmediğim orta çağdan kalma tarihi binalar arasında dolandık durduk. Piazza Maggiore meydanında bol bol foto çekip, şehrin Quadrilatero denilen old market kısmındaki dükkanlar ve kafeler arasında gezdik. Bu arada evet, her yer makarna! 🙂
BOLOGNA NE YENİR
Eğer kuzey İtalya’yı gezme düşüncesindeyseniz konaklamak için gayet yerinde bir seçim diyebilirim. Çünkü çevre şehirlere ulaşım – ki bu çevre şehirler Milano, Verona, Venedik, Floransa gibi turist mıknatısı yerler oluyor – 3-4 saatlik tren yolculuklarıyla rahatça halledilebiliyor.
Genel olarak benim için Bologna’a, Milano’ya göre daha keyifliydi. Yine de İtalya’da göreceğim 2 şehir daha olduğundan gezmeleri tozmalarını da hızlı çekimle yaşadım. Sırada Verona güzelliği vardı ama o başka bir hikayedir başka bir yazıda anlatılmalı!
Bir yanıt yazın